Mat Dunya

17 Ağustos 1999, iki maviyi ters düz eden karanlık bir gün, hatta karanlık günlerin başlangıcı. Marmara Depremi’ni yaşadık o gün, o günle sınırlı kalmadı acılar. Yerle bir olan evler, o evlerin altında kalan yaşamlar! Gökyüzü ile denizin mavisi yok oldu enkaz altında kalanlar ve yakınları için. İki mavi karanlığa büründü. Bizler, uzaktakiler, sallanıp korkuyla kendini sokağa atanlar, sağsağlim nefes alıp, kafamızı kaldırdık gökyüzüne ve gökyüzü oradaydı hala. Hissedebildiğimiz kadar hissettik yaşam mücadelelerini, acıları ama asla yetmezdi tam anlamıyla anlamaya... Marmara Depremi'inde yıkılan evinin enkazından 3 gün sonra kurtarılan ancak iki ayağını da kaybeden serbest dalış rekortmeni Ufuk Koçak (38), yaşamanın ve azmin tınısını kalbinden hiç eksik etmedi. Şuanda Likya Yolun'nun güzellikleriyle yürüyor. 509 kilometrelik Likya Yolu’nu protez bacaklarla geçmeyi hedefliyor. 15 Nisan'da Antalya'da başlayan yolculuğunu 3 Haziran'da Fethiye Ölüdeniz'd

Düşündüğümüzden uzun süren, hafif bezdiren bu kışın ardından artık güneş yüzünü gösterdi ve pırıl pırıl bir bahar karşımızda. Daha öncede duyurusunu yapmıştık. Biliyorsunuz! 2 haftadır bir festival sürüyor Don Kişot İşgal Evinde. Sanat festivali.  Bulutların ardında kendisini gösteremeyen, gösterse de beklendiği kadar ısıtamayan güneşe rağmen, gönül birliği yapmış sanatçıları ve katılımcıları ile, muhabbetleri, eserleri ve varlıkları ile ısınan bir ev oldu. Beklenmedik bir şekilde belkide, beklenmedik bir destek ile sanat dolu keyifli günlere ev sahipliği yaptı. Bu hafta sonu artık kapanışı olacak ve festival olsun olmasın her gün, sizin özleminizi çeken evinize bekleniyorsunuz.  Aşağıda son hafta sonunun programını bulabilirsiniz. Program içerisinde ayrım yapmak istemiyoruz ancak cumartesi konseri ve pazar Jam Session'ı ile birlikte, kokteylini, içeceğini kap gel kulağa çok hoş gelmiyor mu? Güneşli sıcacık yeni bir hafta sonu diliyoruz. 17 Nisan Cuma

Bahar gelmişti, uzun bir kış sonrası yüzümüze tüm gün güneşin değdiği ilk gündü. Birbirini tanımayan yeterli bir kalabalık vardı. Dergiler, fanzinler, kitaplar, kıyafetler, yemekler, rozetler, filmler, aksesuarlar ve diğerleri... Hiç biri için para gerekmiyordu! Hatta tam tersine paranın girmesi yasak olan, bir alış veriş, iletişime geçiş planlanmıştı.  Uzun zaman önce haberdar olduğum fakat yine hayatın gereksiz hızıyla tarihini aklımdan çıkarttığım bir festivaldi bu. Son dakikada yola çıkıp vardım Mehmet Ayvalıtaş Meydanı 'na, hani Kadıköy Moda'da eskiden havuz olan bir park vardı ya, işte orası. 2013 Haziranının verdiği ateşle ve kaybettiğimiz Mehmet Ayvalıtaş'ın isyanıyla adı değişen eski havuzlu parktaydık. Bir festivaldeydik! İsteyenin sadece oturup sohbet ettiği, müzik dinlediği yada inandığını savunduğu, elinden geleni yaptığı, yeteneklerini başkalarına gösterirken öğreterek de paylaştığı, özgür, devrime giriş tadında bir gündeydik! 11 Nisan 2015 günü Mehm

Dreadler evcil hayvan gibidir; bakımı oldukça sevgi ve zaman ister, özellikle yeni olduklarında. Eğer bu konuda yeni iseniz daha fazla araştırmanızı, okuyup nasıl yapıldığını, nasıl bakıldığını ve nasıl vazgeçeceğiniz hakkında fikir sahibi olmanızı öneririz. Dreadlocks yaptırmadan önce bilmelisiniz ki dreadlocks bir günlük bir şey değildir. Uzun bir yolculuktur; birlikte yaşamı paylaşacağınız. Her gün destek vereceğiniz, sabırla olgunlaşmasını bekleyeceğiniz rasta; sizi "bugün saçım nasıl'' sorusundan kurtaracak. Panik yapmayın, hazırlanın! Şunu unutmayın ki dreadlock yapmak için doğru veya yanlış sebep yoktur. Ne sizin ne bir başkasının çıkış noktası hiç birimizinkinden daha doğru değildir. İlk bir ay bakımını aksatmamanızı öneririz. Dreadlockslar kendi kendilerine olmaz, sizin istemeniz gerekmektedir. Çok farklı yapım şekilleri vardır. Biz ne yapıyoruz? Tığ ve tarak ile doğal bir şekilde rasta sürecini hızlandırmanıza yardımcı oluyoruz.

Daha hızlı olmalısın, saatine sıklıkla bakıp, yapacaklarının listesini cebinde taşımalısın. Çok isterdim ama vaktim yok cümlesini çok kullanmalısın. Yapardım ama yetişmez, giderdim ama şimdi değiller ağzının içinde hep. Planlı, istekli de olabilir tüm koşturmacan, sonunda varacağın noktayı düşünüp motive edebilirsin kendini. Peki o son nokta nedir? Koştun, koşturdun, yediğin yemeğin tadı ağzında daha az kaldı çünkü hızlısın, geçtiğin yolların siluetini hatırlıyorsun sadece, dokusu kalmadı hafızanda, çok çalışıp hayal etmediğin iyi işler çıkarttın, iyi paralar kazandın, mesailer, molasız çalışmalarla sene sonunda %10dan hallice bir zam aldın yada terfi ettin, tebrikler! Paranla ev, araba, yatırımsal bir şeyler de yaptın. Genel geçer hayali kurmaya geldi sıra; ''Emekli olunca Ege'de bir yere yerleşip sakin bir hayat süreceğim.'' . Lokasyon değişebilir, emekliliği de beklemeyebilir, 10-15 yıl sonra yapacağım diyebilirsin. Ama sakin bir hayat arzusu değişmiyor d

4 Nisan 2015 15:05 de 14°24'da Terazi burcunda Ay Tutulması gerçekleşiyor; Karmanın Türküsünü dinliyoruz… Acıklı bir kaval sesi geliyor, geçmiş den günümüze… Mahşerin dört atlısının ayak sesleri ile karışarak… Nağmelerinde yeryüzü için önemli uyarılar var dinleyenlere… Tutulma, Algorab sabit yıldızı ile kavuşum halinde, tehlikeli bir yıldız!!! Yükselen burç Aslan, Own Worst Enemy’de tehlikeli bir derecede!!! Ve tutulma, Plüton ve Sirius arasında büyük kare oluşturuyor… Ama Jüpiter’e de göz kırpıyor… Satürn Deneb ile kare açı yapıyor… Plüton ile Uranüs arasında güçlü bir kare açı var… Tutulmanın yönetici gezegeni Venüs; Mc ile kavuşum yaparak ruhumuzun aldığı duygusal yaraları ortaya çıkartmakta… Satürn gününde hem de Satürn saatinde.... Ateş çok fazla!!! Su ise çok az!!! Çok gerilimli, travmatik, duyarsız, önemli olaylara gebe bir tutulma yaşıyoruz… Çok Hızlı Oluşacak Değişim Ve Dönüşümlerin Habercisi… Dengeler Değişiyor, Düzen Bozuluy