Arif Olan Anlar

Ankara'da anneannemdeyim. Çok sakin içerisi, dışarısı. Cennet teyze bizde, anneannemin neredeyse 50 yıllık komşusu. Kulakları pek duymuyor ama hergün kendisi daha genç ve yürüyebilir olduğundan ziyaret ediyor anneannemi. Az işittikleri halde anlaşabilen bu iki kadının sohbetine ayak uydurmak çok zor çünkü duymaz uydurur kısmında zorlanıyorum muhabbete hep Fransız kalıyorum :) Bu nedenle sağı solu karıştırıyorum evde ara ara. Şimdi de bu haftaki Karma Yoga dersim için seri hazırlamaya oturmuş ve  kağıdın altına koymalık kitap aranırken üst üste iki kitap gözüme ilişiyor. Birisi "Abdest, Gusül ve Namaz Öğreniyorum" , diğeri ise "Cem Siyaset ve Kültür Dergisi" 3 aylık yayını. Bir din iki mezhep ve bambaşka kültürler. Ailem alevi ve dindar olmasalarda Bektaşi kültürü ile var olma çabaları hep sürmüş. Ama bazen toplumsal baskılar bazen de ibadet etme, normalleşme arzusu ile Sünni mezhebi ile harmanlamışlar hayatlarını, camiye gitmişler, hatim indirmişler...

Neyse güya ders hazırlayacaktım. Gözüm iyice bu iki yayına kayıyor. Namaz öğrenme kitabı çocuklar için bir seri. Bakıyorum ve o bilindik  cümleler beliriyor zihnimde. Namaza duruş bizim tadasana, rukü ardha uttanasana, secde çocuk pozu işte. "Tüm dinler, kültürler etkileşim içinde yahu" Yani İslam Vedik Çağdan (M. Ö. 4500~2500) etkilenerek kendisine ulaşanlar ile harmanlanmış. Dünyanın başka topraklarında, başka zamanlarında bilgiye ulaşma, aydınlanma, öze dönme çabası dinleri, öğretileri oluşturmuş özetle. Peki ne kadar doğru anlaşılmışlar? Anlaşılmadıkları için mi telefon versiyonu gibi yenilerinin çıktığı iddaa edilmiş? Elimdeki diğer ktiapla devam ediyorum, Cem Siyaset ve Kültür Dergisi 3 ayda bir çıkan, 320 sayfalık bir Alevi yayını. İnançtan sanata, siyasetten felsefeye çokça yazı mevcut. Hepsini okumadım ama son 3 sayfada yazanlara baktığımda da aynı şey oluyor. Nasıl namaz asanalara benziyor ise burada yazanlar da Yama Niyama’ları ve biraz da Bagavat Gitta da yazanları anımsatıyor.  "Tarikattan Marifet Geçişte Aranan Vasıflar" ana başlığının altında Marifet Kapısı için şöyle yazıyor; Normal insan Hakka'a ulaşma yolunda. Bu aşamalardan üçüncü olan Marifet Kapısına ulaşırken ruhu ve benliği engin durumdadır. Kamil insandır. Bu aşamadan sonra ilahi sırra ulaşmaya çalışır. İlahi sırra ulaşmayı Marifet Kapısı'da öğrenir. Ve sırra erince toplumun hizmetine girer. Alevi, Bektaşi toplumda başlangıç da sonuç da insandır. İnsanın kılavuzu akıldır. Eskilerden aldığı inancı aklı ile sorgular. Başlangıç ile sonucu iki aşamada tamamlar. Birincisinde halktır, halktan sıyrılıp Hakka'a gider. Yeteri olgunluğa erdikten sonra tekrar halka inerek olgun toplum yaratmak için halkın hizmetine girer. Tarikat kapısında kişi Seyru Maallah makamındadır. Tanrı ile beraber yolculuk yaparak tanrısal sırları öğrenir. Seven sevilende yok olur. Gerçek birliğe katılır. Yani halk Hakk olur.

Marifet Kapısı'nın anlamı: Gönül sezgisi yolu ile elde ettiği duyular üstü bilgidir.
Simgesi: Su' dur.
Kavmi: Arifler'dir.
Makamları:
Edepli olma
Bencillik, kin ve garezden uzaklaşma
Perhizli olma
Sabır gösterme
Ar, utanma
Cömert olma
İlim öğrenme

Daha çok yolumuz var gençler, hayr ola, aşk ola...

Fotoğraf : Alevi Saz Şairi Feyzullah Çınarın Plaklarının Kapaklarında Yer Alan Bektaşi/Alevi Hat Sanatı Örneklerinden.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim, Küçük, Tatlı Ekspedisyonum LİKYA

Seksomanyak

Kızıl Güneş Bayramı