Kızıl Güneş Bayramı


2 Temmuz 2015 de 9° 55’ da Oğlak burcunda Plütonik bir dolunay oluşmakta…

Eski Türkler de Tengricilik ya da Gök Tanrı dini döneminde 21 Haziran'dan sonra gelen İlk dolunayda kızıl güneş bayramı kutlanırdı.
Yaşadığımız bu dolunay da Kızıl Güneş Bayramı
Yazın gelişini müjdeleyen bu bayram ayrıca enerjimizin de en yüksek seviyeye çıktığı günleri işaret etmekte…

Tengricilik ya da Gök Tanrı dini tüm Türk ve Moğol halklarının, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki tek tanrılı dini inancıdır.
‘Kızıl Güneş Bayramı’ kutlu olsun!

Ancak bayram tadında bir bayram değil maalesef bu günler.
Plütonik bir dolunay ve Entropi yasasının çalıştığı günlerdeyiz.

Ay Düğümleri ve Yengeç de bulunan Mars’ın Deneb’e yapmış olduğu sert açılar, retro Satürn’ün Akrep de anaretik derece de olması, Venüs ile Jupiter kavuşumunun zorlu bir derece de gerçekleşmesi ve en önemlisi dolunay’ın Plüton ile kavuşum yaparak Mars’a yapmış olduğu sert bir bakış ile Ay Düğümlerine kare yapması…
Gökyüzü gerçekten de çok sert etkiler barındırıyor ve biliyoruz ki gökyüzünde ne varsa yeryüzünde de o var…
Peki, böyle bir gökyüzü resmi ile bugünler neler olabilir?
Global olarak; yeraltı kaynakları, petrol türevleri ile ilgili pek çok sorunlarla karşılaşabiliriz,
Ayaklanmalar ve terör olayları meydana gelebilir, dünyanın pek çok yerinden savaş, zulüm, işkence çığlıkları duyulabilir ki maalesef yaşıyoruz da…
Sel baskınları, gemi kazaları, toprak hareketleri, para piyasasında ani değişimler, özellikle doğu ile batı arasında oluşan gerilimler dünya gündemimize damga vuracağı gibi ülkemizi de yakından etkileyecek.

Ülkemizde ise; komşu ülkelere düzenlenen saldırılar ekonomik ve politik olarak ciddi yaralar almamıza ve dış işlerinde sarsıntıya sebep olabilir.
Çıkan bir mahkeme kararı sonucu gösteriler düzenlenebilir
Altın ve borsa piyasalarında sert hareketler ile karşılaşabiliriz
Ve maalesef sokaklar tehlikeli, saldırılara, hırsızlıklara maruz kalabiliriz,
Özellikle geceleri dikkatli ve temkinli olmamızda fayda var.

Kişisel olarak yaşayacağımız değişim dönüşümler ise; doğum haritalarımız da farklılıklar gösterse de genel olarak yaşanacak kontrolsüz sert enerjiyi farkındalığımızı ve kabullenmemizi kullanarak nispeten de olsa hayrımıza kullanabiliriz…
Nasıl mı?…

Değişim, dönüşüm zamanındayız… O zaman,
Kişisel olarak pek çok arınma yaşayabiliriz
Elbette geleni kabul ettiğimizde!

Hayatımızdan çıkması gereken konularımızı söküp atabiliriz,
Alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz,
Sevmediğimiz bir işi yapmayı bırakabiliriz,
Davranışlarımızı değiştirebiliriz (hem kendimize, hem çevremize)
Özellikle ikili ilişkilerde sarsıcı olaylar yaşayabilir, sırlar öğrenebiliriz,
Bu durum köklü değişimler, geri dönülmez dönüşümler getirse de…
Bilinçaltı gücümüz ortaya çıkacaktır ve içimizdeki içgüdüsel duyguların hareketleneceği bir dolun ay olacaktır.
İç sesimize kulak verelim ama otokontrolümüzü kaybetmeden derim ben! Kurt adama dönüşmeden…
Değişimi kabul ettiğimiz takdir de arınma ve yeni doğuş başlamış olacaktır.
Büyüyüp olgunlaşmak, ruhsal olarak bir üst sınıfa çıkabilmek için, sınav zamanı!
Her bitişin sonunda yeni başlangıçlar vardır unutmayalım…
Kader planımız da vaad edilen olacaktır…
Gelen enerjiyi doğru kullanmayı başarabilirsek eğer;
En karanlık günlerden, en aydınlık günlere çıkartabilir bizi bu dolunay veya tam tersi…
Bize kalmış!

Güzel olaylarda var elbette ki;
Uzak mesafede ki arkadaşlarımızla, yakınlarımızla tekrar bir araya gelebiliriz,
Yeni teknolojik aletlere sahip olabiliriz,
Var olan ama farkında olmadığımız yeteneklerimiz ortaya çıkabilir,
Yakın çevreden beklenmedik supriz haberler alabiliriz,
Rüyalarımıza dikkat edelim, mesajlar olabilir!
Mistik, dini konulara veya farklı kültürlere merakımız artabilir,
İç dünyamıza yolculuk yapabiliriz.

Ancak;
Bağımlı, aşırı duygusal, alıngan davranışlardan özellikle kaçınmakta fayda var.
Hayatımızda insiyatif almaya çalışırken, yeni başlangıçlara doğru yelken açarken hırslarımıza yenik düşmeyelim.

Ve maalesef;
Ağır hastalar uzun yolculuklarına doğru yola çıkabilir, bu elbette bir bitiş değil yeni bir başlangıç olacaktır onlar için, her ne kadar bizler anlayamasak da…

Bu dolunay; ölüp yeniden doğmak zamanı, elbette bedensel, duygusal ve ruhsal arınmalar yapabildiğimiz zaman ve farkındalığımızı kullanarak yaşayacağımız dönüşümü kabullendiğimiz zaman.

Geleni sevgi ile kabul edelim…
Ve hayatımız da; Barış olsun! Aşk olsun!

Sevgi ve Saygılarımla
Hatice Potak

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim, Küçük, Tatlı Ekspedisyonum LİKYA

Seksomanyak